Dışişleri Bakanı Fidan ve Suriyeli mevkidaşı Şeybani’den ortak açıklama: Doğrudan veya dolaylı tehditler var; Suriye bölünmek isteniyor

T24 Haber Merkezi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ankara’yı ziyaret eden Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani ile ortak basın toplantısında konuştu. Bakan Fidan, konuşmasında bölgedeki şartların iki ülkeyi bir araya getirmeye ve yakın çalışmaya zorladığını söyleyerek “Lazkiye’deki olaylar, Süveyda’daki hareketlilik, YPG’nin bir türlü sisteme entegre olmamadaki oyunbozanlık rolü Suriye’de açılan bu olumlu sayfanın insanların umduğu gibi gitmesi nedenlerle zor olacak gibi görünüyor. Burada bir meydan okuma var ama bizlere düşen de bu zorluğu çok iyi tanımlayıp ona göre tedbirler alıp iş birlikleri ortaya koyarak barışçıl şekilde bu sorunları çözmeye çalışmak,” dedi. Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani de “Doğrudan veya doğrudan olmayan tehditlerle karşı karşıyayız; Suriye’nin bölünmesi isteniyor” ifadelerini kullandı.

Bakan Fidan, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) silah bırakmaması ve 10 Mart’ta Şam’la varılan anlaşmanın hayata geçirilememesinin “Terörsüz Türkiye” sürecine etkisini değerlendirdiği konuşmasında “Bölgede yeni bir dönem ve yeni bir ruh var; Türkiye’de yeni bir dönem ve ruh var. Bunlardan istifade etmek lazım. Kusura bakmayın, kimse enayi değil, biz enayi değiliz. Biz bu süreçlere iyi niyet yatırıyoruz diye orada ortaya koyduğunuz kurnazlıkları görmüyor değiliz. Büyük devlet olmanın ve büyük bir amaca hizmet etmenin de kuralı var; onu yapıyoruz sadece,” ifadelerini kullandı. 

Bakan Fidan’ın açıklamasından öne çıkanlar şöyle: 

“Bölgenin şartları bizi bir araya getirmeye zorunlu kılıyor. Biz bu yakın çalışmayı devam ettirmekten memnuniyet duyuyoruz. 

Geçen yıl 8 Aralık’ta Suriye’de yeni bir sayfa açıldı. Bütün bir Suriye için yeni bir umut kapısı açıldı. 8 Aralık’tan sonra memnuniyetle görüyoruz ki yurt dışında, sürgünde, göçte bulunan Suriyeliler belli bir tempoyla vatanlarına dönmeye başladılar. Ülkeye ekonomik yatırım gelmeye başladı. Altyapı, üst yapı enerji ihaleleri yapılmaya başlandı. Yaptırımlar kalkmaya başladı. Suriye’deki yönetim, kardeşlerimiz uluslararası aktörlerle yapıcı, pozitif bir ilişki geliştirmeye başladı. Bu hem bölgemizin hem de uluslararası güvenliğin aradığı bir denklemdi, bu noktada ciddi adımlar atılmaya başlandı. Muazzam bir olumlu gündemle ilerleyen süreci hayata hep beraber geçirdik.

Fakat birden bu süreçten rahatsız olan bölgedeki aktörlerin Suriye’deki bu olumlu gelişmeyi durdurmak için belli eylemleri hayata geçirmeye başladığını görüyoruz. Lazkiye’deki olaylar, Süveyda’daki hareketlilik, YPG’nin bir türlü sisteme entegre olmamadaki oyunbozanlık rolü Suriye’de açılan bu olumlu sayfanın insanların umduğu gibi gitmesi nedenlerle zor olacak gibi görünüyor. Burada bir meydan okuma var ama bizlere düşen de bu zorluğu çok iyi tanımlayıp ona göre tedbirler alıp iş birlikleri ortaya koyarak barışçıl şekilde bu sorunları çözmeye çalışmak.

Hem hayatın normal akışında iş birliği yaparken diğer taraftan da stratejik yüksek politika alanlarında da belli konuları düzenli olarak görüşmek zorundayız. 

“İsrail yönetimine ve halkına tavsiyemiz, sizin güvenliğiniz komşu ülkelerinizdeki kaostan geçmiyor”

Biz hem Amerika ile hem Avrupa’daki dostlarımızla hem bölgedeki dostlarımızla bu konuda yakın bir fikir alışverişindeyiz. Burada ortaya çıkması mümkün önceden analizini yapıp daha sonra ikazını yapıyoruz. Belli gelişmeler kimse için sürpriz olmamalı. Burada Suriye’nin istikrarını, birliğini, bütünlüğünü, Suriye halkının refahını, güvenliğini bozucu tavırların müsamaha görmemesi gerekiyor. Yeni kurulan Suriye hükümetinin tabii ki baş başa olduğu imkansızlıklar var. Bu da bir realite. Ama dışarıdan olumsuz bir müdahale olmadığı sürece Suriye’deki yaraların hızlıca sarılma ihtimali olduğunu da gördük. 

Bu sürecin bu şekilde gelişmesini ummayanlar, dediler ki ‘Yönetim birçok krizin içine girmeliydi’ dedi. Ama kriz doğmadıkça biz bir kriz çıkaralım, dediler. Bu resim bu kadar net. Bununla ilgili yapılan girişimler neticesinde ortaya çıkan karışıklıklar var. Sağ olsun, kardeşlerimiz uluslararası toplumun da tavsiyesine uyarak kendilerinin de çizgisi bu yönde, sadece Arapların değil diğer mezheplerin, inançların da kendilerini eşit hissedecekleri bir Suriye’yi hayata geçirmenin vizyonu içerisindeler. Bu biraz zaman alacak bir süreç ama herkesin destek vermesi gerekiyor. Herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor.

“Suriye’deki realitede bazı sıkıntılar var, belli şeylerin hayata geçmesi zaman alabiliyor”

Yeni Suriye bütün Suriye’yi oluşturan halkların, inanışların, kültürlerin bir arada yaşayabildiği bir Suriye olmalı. Biz Türkiye olarak bu yöndeki telkinlerimizi ve çalışmalarımızı arkadaşlarımızla beraber yapıyoruz. Memnuniyetle görüyoruz ki kardeşlerimizin de duruşu o yönde. Realitede bazı sıkıntılar olabiliyor, belli şeylerin hayata geçmesi zaman alabiliyor. En büyük öncelik halkın can güvenliğinin sağlanması, ülkenin toprak bütünlüğü ve egemenliğinin sıkıntı içinde olmaması; siyasal kurumların ayağa kalkması, halka hizmet götüren kurumların da ayağa kalkması gerekiyor. 

Şu ana kadar değerli kardeşlerimizin attığı çok yoğun adımlar var, bu adımlar neticesinde de hissedilir derecede görünür birtakım gelişmeler var. Her şeyin çok başındayız, bunu bölge ülkeleri de uluslararası toplum da görüyor.

Bölgedeki her aktör bizim gibi yapıcı bir niyet, vizyon taşımıyor; oyunbozanlar var. Bunların başında da mevcut İsrail yönetiminin politikaları var. Kardeşlerimiz bu sıkıntılı konuyu diplomasi yoluyla aşmak için gerekli çabayı gösteriyorlar, çağrılara olumlu yanıt veriyorlar. Biz de elimizden geldiğince onların bu duruşunu destekliyoruz. 

Tekrar ediyorum, Suriye’deki yeni yönetimin halka hizmet için devlet kurumlarını ayağa kaldırmak için ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlamak için ortaya koyduğu çabaları hep beraber desteklemek zorundayız. Bölge ülkeleri olarak hep beraber Suriye’nin ayağa kalkması için, bölge için bir fırsat kaynağı olması için çaba harcamalıyız.”


Dışişleri Bakanı Fidan ve Suriyeli mevkidaşı Şeybani

“Doğrudan veya doğrudan olmayan tehditlerle karşı karşıyayız; Suriye’nin bölünmesi isteniyor”

Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani’nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle: 

“Suriye’de uzun yıllardır savaş vardı; her evi etkiledi. Suriye’nin geleceğinden bahsetmek için biz gerçekten altyapı, ekonomik, kurumlar olarak çok zorluklar çektik ve çöküş içerisine girdik. Bugün yeni yeni sorunlarla karşı karşıyayız. Daha önceki yıllarda karşılaştığımız gibi. Bunların başında İsrail’in tekrar eden tehditleri var. Bildiğiniz gibi Suriye’nin egemenliğine göz koymuş durumdalar, vatandaşlarımızın güvenliğini tehlikeye sokmaktadır. Görüşmelerimiz devam ediyor, bütün bölgenin istikrara kavuşmasını istiyoruz. 

Aynı zamanda dış etkenler var, doğrudan veya doğrudan olmayan tehditlerle karşı karşıyayız. Mesela Suriye’nin bölünmesi istenmektedir.

Her şeye rağmen Suriye bugün dengeli bir şekilde ve pratik bir şekilde çalışmalarını sürdürüyor. İstikrarın bütün Suriye genelinde sağlanması ve devlet kurumlarının ayakta durması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Suriyelilerin tekrar dönmesi için de zemin hazırlamaya çalışıyoruz. 

Türkiye ile görüşmemizde ikili ve uluslararası konuları ele aldık. Türkiye de bizim gibi birçok tehditle karşı karşıya kalıyor. 

Suriye’nin toprak bütünlüğü ve istikrarı önemli. Bu aynı zamanda bölgenin istikrarı demektir. Suriye’de kaosun çıkmaması konusunda uyarıyoruz”

Şeybani: Suriye için çok kritik bir dönem

Şeybani, soru üzerine Süveyda’da yaşananlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Suriye Dışişleri Bakanı, “Süvayda’da olanlar, Suriye’de oluyor. Bizim halkımıza karşı oluyor. Devletimiz bunlardan sorumludur. Suriye’de olup biten, İsrail tarafından yaratılandır. Bölgede mezhep çatışmalarının olmasını istemiyoruz, orada bir barış süreci olmasını istiyoruz. Süveyda’nın tarihimizde önemli bir yeri vardır. Dürziler, bizim Suriye toplumunun bir parçasıdır. Onları hiçbir şekilde dışlamak gibi bir niyet yoktur, bunu zaten İsrail ileri sürmektedir. Dürzilerin ileri gelenleriyle her zaman konuşup aklın galip gelmesi gerektiğini söylüyoruz. Tabii ki bazı konuların çözümünü devlete bırakmaları gerekir. Kanaatimizce bu dönem, Suriye için çok kritik bir dönemdir. Bildiğiniz gibi eski rejim tarafından Suriye halkı içerisinde fitnenin galip gelmesi için çalışıldı. Kültürel ve dini yönden ayrışma istediler. Suriye, Suriyelinindir. Öyle bir kimlik olsun ki bu Suriye kimliği olsun” dedi. 

Haseke’deki toplantı | Şeybani: Oraya katılanlar Suriye halkını temsil etmiyor

Haseke’deki toplantıyla ilgili olarak da konuşan Şeybani, “Suriye halkını oraya katılanlar temsil etmemektedir. Gerçekten çok başarısız bir girişim oldu. Bildiğiniz gibi 10 Mart’ta bir anlaşma oldu. O anlaşma gereği Suriye devleti bütün azınlıkların korunması sorumluluğunu almıştır. Biz bilgeliğin galip gelmesini istiyoruz. Suriye halkıyla hükümet arasında bu konular her zaman çözüm yolundadır,” ifadelerini kullandı. 

Fidan’dan SDG’ye: Tolere etmekte zorlandığımız gelişmeler var

Bakan Fidan, Suriye’de yaşananların Terörsüz Türkiye sürecine etkilerine ilişkin soruya şu yanıtı verdi: 

“Suriye ile yaptığımız anlaşma çok fazla bu anlaşmada yazan maddelerde bizi bağlar bir nitelik taşımıyor, diyorlar. İkincisi Türkiye’de yürüyen süreç de bizi ilgilendirmiyor, diyorlar. Peki sizi ne ilgilendiriyor? Bölgenin aziz Kürt kardeşlerini İsrail’in maşası yapmak mı ilgilendiriyor sizi? Artık bu politikaya son vermeniz lazım, bölgeden birisi gelecek sizin örgütünüzün devamlılığını sağlayacak ve bu da sadece Kürtlerin aleyhine sonuçlanmakla kalmayıp Suriye’nin tamamına tesir edecek. Böyle bir stratejiyle mi devam etmek istiyorsunuz? Bizim de artık tolere etmekte zorlandığımız gelişmeler var. Hali hazırda Türkiye, Irak, İran ve Avrupa’dan gelen örgüt üyelerinin Suriye’yi terk etmediğini görüyoruz. 10 Mart’tan ve Türkiye’de yürüyen süreçten sonra örgütün Suriye’de güven telkin edici bir gelişmesini de görmüyoruz. Tam tersine, bütün süreçleri, gerek Şam’daki gerek Ankara’daki süreçleri, olası bir sorunda faydayı maksimize etmek için beklediklerini görüyoruz. Bunu görmediğimizi zannetmesinler, bunu görüyoruz.

Hem Şam hem Ankara büyük bir iyi niyet içerisinde. Sorunun, kimse için bir silahlı tehdidin olmadığı, herkesin hakkının, hukukunun inancının, kültürünün, kimliğinin korunabildiği bir denklemi aramak. Burada gerçekten barış ve sulh yoluyla bir şey yapmaya çalışan bir irade var. Bu tarihî bir iradedir. Bunu kullanmaları lazım. Biz bunu yakından takip ediyoruz. Umarım bunu anlarlar. 

“Detaylı birtakım sorunlarımız olabilir, biz her zaman için büyük ve stratejik resme baktık”

Biliyorsunuz, Amerika’nın yeni yönetiminin atadığı özel temsilci Sayın Tom Barrack’ın da bu noktada olumlu çabaları ve gayretleri var. Özellikle YPG’nin SDG’nin Suriye yönetimiyle sulh içerisinde entegrasyon süreci içine girmesi için orada devam eden bir süreç var. Bu süreci de yapıcı bir süreç olarak görüyoruz. Detaylı birtakım sorunlarımız olabilir, biz her zaman için büyük ve stratejik resme baktık. Dolayısıyla bu yöndeki çalışmaları destekliyoruz. Artık YPG yönetim kadrolarının da zamana oynama politikasını bırakmaları lazım. Bekledikleri karışıklık çıkmayacak, çıksa bile onların istediği sonuç hiçbir zaman çıkmayacak. Kürt kardeşlerimizin geleceğini ipotek altına almaktan çıkmaları lazım. 

Fidan: Enayi değiliz

Bölgede yeni bir dönem ve yeni bir ruh var; Türkiye’de yeni bir dönem ve ruh var. Bunlardan istifade etmek lazım. Kusura bakmayın, kimse enayi değil, biz enayi değiliz. Biz bu süreçlere iyi niyet yatırıyoruz diye orada ortaya koyduğunuz kurnazlıkları görmüyor değiliz. Büyük devlet olmanın ve büyük bir amaca hizmet etmenin de kuralı var; onu yapıyoruz sadece. Sizi uyarıyoruz, çağırıyoruz; durduğunuz yeri değiştirin. Suriye’yi beraber nasıl inşa edeceğinizi düşünün.

Türkiye bölgede bir işgal ve dominasyon peşinde değil. Ama Türkiye’nin güvenlik kaygılarının tatmin edilmediği bir ortamda bizim burada rahat durmamızın bir yolu yok. Bizim bir numaralı siyasi refleksimiz barış, sulh, iyi niyet; biz bu konuda aldatılan olma gibi bir tarafta da olmayacağız. YPG yönetimine çağrım; Şam yönetimi ile olumlu bir angajmana girsinler, Suriye’nin geleceğini beraber inşa etmek için ellerinden geleni yapsınlar, dünyadan topladıkları bir ton teröristle kendilerini tehdit olmaktan çıkarsınlar.”

Related Posts

Pankreas kanserinde “olağanüstü aşı” keşfedildi: Ömrü uzatıyor

Araştırmacılar, pankreas ve bağırsak kanseri hastalarının ömrünü uzatan yeni bir aşı geliştirdiklerini açıkladı. Yapay zeka ise basit bir ses kaydından gırtlak kanserini tespit edebiliyor.

Siyonist İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları sürüyor: Bölgede yoğun dumanlar yükseldi

İmamoğlu adaylık tartışmalarına son noktayı koydu

Tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, adaylığının resmi olarak engellenmesi durumunda demokratik muhalefetin birleşmesi gerektiğini söyledi.

Alevler her yeri sardı, orası hiç etkilenmedi! Çanakkale’de akıllara durgunluk veren görüntü

Çanakkale’deki orman yangınında çok sayıda yer küle dönerken bir çiftçinin önceden aldığı önlem sayesinde zeytinlikleri hayatta kalabildi.

Uydu görüntüleri, ABD uçak gemisini İran’ın kapısında yakaladı

Avrupa Uzay Ajansı’na ait uydu görüntüleri, ABD’ye ait uçak gemisini İran’ın kapısında yakaladı. Bahreyn’e ulaşan gemi, 2020’den bu yana ülkeye demirleyen ilk uçak gemisi oldu.

Edirne’de iki otomobil çarpıştı

Edirne’nin Havsa ilçesi yakınlarında meydana gelen trafik kazasında iki otomobil çarpıştı, olayda 3 kişi yaralandı.